1 Mart 2009 Pazar

büyük buluşma :)

Hey blog, dün çok sıradışı bir şey oldu.
SaNanaAki BananeSaN'la been buluştuk. Ehe, negzel :) İşin sıradışılığı şu; ikimiz de ilk kez internetten tanıştığımız biriyle kanlı canlı görüştük. Sanalı reele taşıdık yani. Burdan tanışmamıza vesile olan Blog Çarşısı blogunun sahibesi ÇilekliSüt'e de teşekkürü bir borç biliyorum ;)
Valla pek sevinçliyim bu konuda, çünkü bizim çakma japon hakkaten çakma japonmuş ve dünya tatlısı, nur yüzlü, zapzarif bir kız. Evet, bizzat tasdik ediyorum efendim. Nice görüşmelere diyorum...

Birlikte güzel bir Mesnevi dersine katıldık. Daha doğrusu ben SaN'ın katıldığı derse ilk kez katıldım. Mesnevi apayrı, olağanüstü, acayip kafa patlatıcı bir şey. O kadar aklı zorluyor ki, yani aslında kalbi de zorluyor. Bir çok temsil, teşbih, simge, imge.. Tam bana göre :) Bir söz var ya hani "metaforlarımın anaforunda boğulacaksın" diye, aynen öyle...

Dün denk geldiğim hikayeyi aktarmak istiyorum. Mesnevi'de en sevdiğim hikayeye tesadüf etmiş olmaktan ötürü de ayrıca mutluyum.

“Bir tacirin, kafesinde mahpus, güzel bir papağanı vardı ki, onu çok seviyordu.
Bir gün tacir Hindistan tarafına ticaret için hazırlığa başladı. Giderken papağanına da, “Sana Hindistan’dan ne getireyim?” diye sordu.
Papağan, “Oradaki papağanlara benim halimden bahset ve selamımı ilet” dedi.

Mahpus papağan hal lisanı ile Hindistan’daki papağanlara şunu diyordu;
“Sizlere özenen bu mahpus papağan bir av tuzağına düştü. Ömür boyu kafese mahkum oldu. Size selam göndererek sizden çare, yardım ve rehberlik etmenizi ümid ediyor.”

Tacir Hindistan’a varınca, daldan dala konan birkaç papağan gördü. Onlara seslenerek papağanının selamını söyledi. Bu selam, Hind papağanlarını çok duygulandırdı. Öyle ki içlerinden biri duydukları karşısında titredi titredi düştü, nefesi kesildi ve öldü.
Tacir bu hale hayret etti ve söylediğine pişman olarak söylendi;
“Bir canlının ölümüne sebep oldum, bu işi niye yaptım” diyerek üzüldü.

Dönüşte tacir olanları papağanına anlattı. Sahibini dikkatle dinleyen papağan, tacirin sözleri biter bitmez, istediği cevabı almış olarak, aynı Hind papağanı gibi titreyerek kafesin zeminine düştü ve kaskatı kesildi.

Bunu gören tacir yerinden fırlayarak üzüntüden başındaki külahı çıkarıp yere çarptı. Son derece müteessir olmuş, feryad ü figana başlamıştı.
Nihayet tacir, ölü papağanı kafesten çıkardı ve gömmek için hazırlığa başladı.
İşte bu esnada, ölü taklidi yapan papağan birden canlanıverdi, uçtu ve yüksek bir ağacın dalına kondu.
Tacir hayretler içinde kuşa seslendi;
“Ey kuşum! Allah aşkına halini bana bildir. Bu yaptığının sırrı nedir? Anlat da ben de bu esrardan nasibimi alayım.”

Bunun üzerine papağan şöyle cevap verdi;
“Haberini getirdiğin Hind papağanı bana hal dili ile nasihat etti. “Sen de benim gibi öl de, esaretten kurtul” dedi. Ben de verilen talimatı yerine getirdim. Kendimi öldürdüm ve kurtuldum!..
Ey efendi! Ben esirlikten kurtuldum şimdi asıl vatanıma dönüyorum. Sen de benim gibi yaparsan, ten kafesinden kurtulur, asli vatanına, yani baban Hz.Adem’in geldiği yer olan cennete dönersin! Bu çamur bedenden sıyrılıp ulviyete kavuşursun, yücelirsin!..”

Gelelim hikayedeki temsillere;
Papağan; bedenin yani nefsin esaretine giren ruhu,
Hind papağanları; dünya lezzetlerinden sıyrılmış evliyaullahı,
Hind’deki papağanların talimatı; Hz.Pergamber sas’in “Ölmeden önce ölünüz” hadisini temsil eder.

Şimdi evvela bu hikayeyi bu kadar özetleyip pek çok sırlı yerini atladığım için Hz.Mevlana’dan özür diliyorum. İlgili olanların, hatta olmayanların bile, bu hikayeyi tüm metaforlarıyla düşüne düşüne tamamen okumalarını şiddetle tavsiye ediyorum. Üstüne ben bir açıklama yapmıyorum, hem haddim değil, hem herkesin aldığı hisse farklıdır, hem de bu mevzu derya kadar uzun…

20 yorum:

Yaşamkafe dedi ki...

Sanalı reele taşımanız çok hoş olmuş Pervane...
Umarım dostluğunuz daha da pekişir...

Mesnevi'deki paylaşımın için de sağol,manidar...:P

Adsız dedi ki...

beni de çağırın be nde gelçeemm :((((

Pervane dedi ki...

hakan, teşekkürler :)

depikçim, seni de aklımdan geçirmiyor diilim aslında ;)

UÇURTMA;) dedi ki...

yaaa imrendim resmen bende bende... ikinizi de merak eder haldeyim siz ikiniz takılım:( ohh canıma deysin ben de ortaköyde gezdim yani sizinki kadar güzel olmasa da, hani sananaki ev temizliyordu...

Adsız dedi ki...

hadi oley oley
çağırın noluuurrrrrr :D:D:D:D

Pervane dedi ki...

uçurtmacım ya, bence sen istesen beni elinle koymuş gibi bulursun :P etrafına bir-iki sorsan yeter, her şeyimi biliosun zaten :))

bu arada buluşma dündü, bugün değil :)

depik, hold on... ;)

Zeugma dedi ki...

Ne güzel bir şey yaşamışsınız siz..
Ne heyecanlı olmuştur kimbilir...
Ben de isterdim bunu ama biraz zor şimdilik..

Mesnevi'yi çok severim.Birçok kıssadan hisse ile ile doludur.
Geçende bir bloga daha yazmıştım.Mesnevi'den bahsediyordu çünkü..Şu sözler bak,daha doğrusu beyitteki mesaja bak:

''Eğri olsam yay gibi elde tutarlar beni,
Doğru olsam ok gibi yabana atarlar beni..''

Nasıl ama Pervanecan? Süper mi? :D

Mesnevi'deki papağan hikayesi gayet güzel mesajlar veriyor.
ama benim anlamadığım; bir selam götürmeyle nasıl olmuş da 2 papağan bu kadar çok mesaj alıp vermişler birbirleriyle ya?

Pervane dedi ki...

zeugma muhteşem bir beyit... hangisi değil ki zaten..

o papağanlar velileri temsil ediyor, veliler de zaten küçük şeylerden derin manalar çıkarmazlar mı?
bir de malesef yazıda atladığım şeyler arasında tacirin papağanının bu selamındaki manalar vardı, sen de yakalamışsın hemen :) istersen internetten tamamına bir bak, esaretten hürriyete diye yazınca rastlamıştım ben birine.

o dediğini de bu sefer ben yaptım, mail gelmiştir umarım..

Kayhanoviç dedi ki...

Mesnevi taa pendikde var sanırım oraya gittiniz (:
Oldukca merak ettiğim bir konu yakınlarımda olsa kesinlikle gelirdim. Bence devamlı git. İç huzur da şart.

Pervane dedi ki...

öksürme efekti (...)

Adsız dedi ki...

ben şuraya kenara kocaman bi gülücük iliştiriyorum sen onun içini doldur Pervane :D :D :D (üç tane oldu :P )

aNNePeRi dedi ki...

Aaaa eni çağırsanız da gelemezmişim hayatta bak pendik çok uzak yahu :P
Kayhan SaN ve Pervane yi merak edenlere açık adresi "küresel kriz"bahanesiyle satarmış.Pazar günleri kapıda bekleyen meraklı ve ir o kadar hayran kitlesi muradına erermiş.Pervane ve SaN bundan sonra ki mesnevi günlerinde dağıtmak üzere yanlarına imzalı fotoğraf almaları gerektiğine karar verirlermiş :P
Şaka bir tarafa hikayecik güzeldi.Sözlerinde (ilk 7 kısmıydı sanırım) böyle bende seviyorum(benide götürünnnnn demek bu :P )

Pervane dedi ki...

öhüm öhüm, biz dersi ücretliye çevirelim hatta bi de parolalı olsun en iyisi, ya da tebdil-i kıyafet yaparmışız diycem de zaten bilinmiyor olduğumuz şimdi aklıma geldi, güldüm :)

atladığım bişey daha var. o da derse sadece bir kereliğine gitmiş olmam. bana da çok uzak bi yer, çok zor oldu, o yüzden tekrar oraya gitmeyi planlamayıp yakınımdakileri bulmayı düşünüyorum :)

Unknown dedi ki...

Eeee ne sen, ne de San blog çarşısı ve çilekli süt ismini kullanmamışsınız.. Pardon da ben tanıtmasam sen nerden bulacaktın San'ı sorarım şimdi ^-^ hıh! Ayıp yani cıx cıx..

Pervane dedi ki...

ups! şimdi gözleri tavana mıı yere mi dikeyim :S
sana zaten hep teşekkür ediyorum biliyosun. burda da olayın neşesinden, heycanından yazmamışımdır, kasıtlı bişi yok.
hakkını yemiorm canım, dur ekleyeyim hatta :)

Kayhanoviç dedi ki...

Noldiiii renginizz soldii :Pp

Adsız dedi ki...

bu hikayeyi unutmuşum ben, ilk defa dinlermiş gibi okudum, süper yaa.. bi sonraki postumda link vercem sana.. sister, complementary,conjugate blog gibinn..

ben de netten hayatımda ilk defa biriyle tanışayım dedimm... :D.. ve sonrası malum.. prenses peri'deki vatandaş :D.. olacak iş değil yani aslında, hiç de öyle huylarım yoktu(r) :))


zeugmanın dediği de harika..

çok beğendim blogunuzu , başarılar :))

Pervane dedi ki...

kayhan çok fenasın! :D:D

arti; çok beğenmiş, sevsinler :P
hadi bakalım, merakla bekliyorum linki..

demek buara internetin nimetlerinden faydalanıyoruz hepicek, negzel :))

Unknown dedi ki...

ahaha eklemiş valla çılgın insan yavrusu :D

Pervane dedi ki...

aaa ayıpsın ;) saniye geciktirmedim :))