19 Kasım 2008 Çarşamba

uçurtmayı vurmasınlar

18 yıl sonra tekrar izledim uçurtmayı vurmasınlar filmini.
içime işledi minik Barış.
hapishanede çocuk olmak...
yıldızları tanımamak için hiç bir suç işlememiş olmak.
hiç günahı olmadığı halde "dışarsı" nasıl bir şey bilmemek.
dört duvar arasına çocukluğunu sıkıştırmak.
burdan bakınca yalandan bir hüzün ilişiyor illa ki, ama anlamak imkansız Barış'ı.
ne kuşlara babamı sordum, ne de özgürlüğün küçücük bir avludan ibaret oluşunun nasıl olduğunu bilirim.
filmde öyle replikler var ki, bayılıyorum bu denli samimi senaristlere. film zaten insanın içine işleyen sözlerle başlıyor İnci'nin dilinden..

"Barış'ı tanıdığım yerde ne çiçekler vardı, ne de başı bulutlarda bir çınar.
simitçinin gevrek sesi bile giremezdi oraya.
taş avluya yalnızca kuşlar konardı bazen.
adının anlamı dünyayı kucaklasa, taşta büyümezdi Barış.
...
kuş kanadına binip çayırlara gitmeyi öğretti Barış bana,
düşle gerçek onun o yarım sözcüklerinde öylesine içiçe geçerdi ki,
dünyanın çirkinlikleri bir bulut gibi kayıp giderdi minik göğümüzde.
küçücük avluda hayali uçurtmalar uçurmayı işte öyle öğrendim Barış'tan.."

çocuklardan öğrenecek öyle çok şey var ki. bin farklı çeşit suça bulaşmış onlarca insanın içinde de olsa çocuk hep saf, temiz, sıcaktır, içinizi aydınlatır. çocukların ruh dünyalarına hayranım bu yüzden.

"... -burda uçmaz Barışcım çok küçük gelir bu avlu ona.
-küçük uçurtma uçururuz.
-yine uçmaz, kocaman çayırlarda uçurtmak gerekir.
-kocaman çayır nasıl olur İnci?
-hani renkli kitapta resmine bakmıştık."

canım ya, kocaman çayır nasıl olur?,.. sözler tükeniyor.
sözleri tüketen çok replik var böyle.

"-burası dışarsı mı?
-evet.
-babam da buralarda mı?" !
...
-bak uçağa Barış, bizim için gün batımını yakalıyor.
-gün batımı nasıl olur İnci? !
-bak kuşların kanatlarına, güneş sana el sallıyor. her akşam kuşlarla birlikte uykuya yatar güneş. gün batımını göremeyenlere kuşların kanatlarıyla el sallar. biz de el sallayalım.
...
(İnci gittikten sonra)
-sen artık yıldızları görüyor musun İnci?
bizim göğümüzün bir tek gündüzü var, senin göğünde akşam oluyor mu? "

hiçbir çocuk haketmemiştir hapishanede büyümeyi. bütün çocuklar anlarlar aslında olan biteni, içlerinden süzüp dışarı çıkarırlar düşündüklerini, pat diye, dosdoğru. bükmeden, sapmadan, olduğu gibi.

içimizdeki çocuklar büyümesin.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

iyi akşamlar ne iyi yapmışsınız da uçurtma filmini gündeme getirmişsiniz saolun.... fatınınyenidunyası iyi akşamlar diler....

Pervane dedi ki...

teşekkür ederim fatınınyenidünyası. bazen böyle iç ısıtıcı şeyleri hatırlamak mutluluk veriyor... :)

Adsız dedi ki...

fon müziğiyle birlikte okuyunca bir hoş oldum doğrusu ben de hayal meyal hatırlıyorum filmi, yeniden izlemek lazım demek ki.. gönlüne sağlık :)
gürpınardan f.betül..

Pervane dedi ki...

teşekkürler betülcüm:)