7 Ocak 2009 Çarşamba

Bir Avuç Firavun

Yine mim, bu sefer Filistin. Tereddütsüz kabul. Ama düşünceler çok kabarık.
2002’de Filistinli küçük kızın haykırışı kulaklarımda;

“Her sabah çocuklarını öpen babalar!
UTANIN! UTANIN! UTANIN!”

Hala hiçbir şey yokmuş gibi davranan herkes, elini açıp dua etmekten aciz herkes, televizyonu kapatınca duygusu biten herkes, utanın, utanın, utanın…

2002’den bu yana aslında Filistin’de hep aynı manzara vardı, peki aklımız nerdeydi?

Artık bir şeyleri görme vaktidir, dünyanın lunapark olmadığını anlama vaktidir.

İsrailoğulları tarih boyunca her sığındığı memleketten kovulmuştur. Her yerde tatsızlık, arsızlık çıkarmış bir milletin hiç değişmeyen ve büyümeyen şımarık çocukları olmuşlardır.
İspanya’dan da kovulduklarında Osmanlı onları himaye etmiştir. Ne diye ettiyse böyle nankör bir milleti, illa ki vardır bir hikmeti. İçtiği kaba pisleme en bariz özelliklerinden olan İsrailoğulları, bugün Türkiye’ye kafa tutuyor, Filistin konusunda İsrail’i kınadığı için.
Başbakanın cevabı ise gediğe oturtulan taşlardandı; “Biz kovulduğunuz zaman, dedeleriniz, ecdadınız kovulduğu zaman sizi kalkıp da bu topraklarda ağırlayan Osmanlı'nın torunu olarak konuşuyoruz. Sıradan bir ülkenin lideri olarak konuşmuyoruz"

Daha 100 yıl öncesinde Osmanlı sınırları içinde olan Filistin, bugün bir avuç soyu bozuğun dünyanın en büyük vahşetini sergilediği sahne halinde.
Sadece bir asır önce bizim için, Kayseri’den, Adana’dan bir farkı olmayan Filistin, bugün dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürülmüş durumda. Etrafı duvarlarla örülü bir toplama kampı..
Filistin bizdendir, biz de Filistin’deniz. Sanki elin ülkesiymiş gibi algılanmasının sonu gelmeli artık. Ama yazık ki yüreği kıt, duygu kabızı bir kısım türk medyası iğrenç ruhlarını yansıtmaya çekinmiyor. Hangisini saysak;

• TRT'nin ilk günkü yayınında "Hamas'ın füze saldırısına misilleme olarak İsrail'in Hamas mevzilerini vurmaya çalışırken sivilleri de vurmak zorunda kalışını mı?
• Sedat Laçiner'in sorunun kökeninde Hamas'ın olduğu ve çözümün Hamas'ın siyaset sahnesinden tamamen ortadan kaldırılmasıyla gelebileceği kehanetlerini mi?
• Zaman gazetesinden Ahmet Turan Alkan'ın Esad'ın gerçekleştirdiği Hama katliamına kadar geri giderek, eğer İhvan'ın çağrısı olmasaydı Esad bu katliamı gerçekleştirmeyecekti minvalli "İslami terör"e vurgu yapan satırlarını mı?
• Yine Zaman'dan, uzmanlığını İsrail basınını takibe borçlu Fikret Ertan'ın "soğukkanlı" yorumlar eşliğinde (üstelik yazısının sonuna tarafsız bir siyasi tahlil yapmaya çalıştığı şerhi düşerek) İsrail'in bu saldırıyı yapmak zorunda olduğunu -insanın kanını dondururcasına sakin bir edayla- anlatışını mı?
• Fatih Çekirge'nin Hamas militanlarının bebekleri havaya kaldıran görüntülerinden (sıkılıp bıktığını) iğrendiğini belirten ve "Ölmeyi bile bilmiyorsunuz; ölmeyi bilmeyen nasıl savaş kazanır…" diyerek içindeki İslam düşmanlığını salyalar eşliğinde akıttığı satırlarını mı?

Kime yaranmaya çalıştıkları belli. Ama hiçbir şeyin farkında olmadıkları da belli.
Dünyada batı uygarlığı kadar pahalıya mal olan bir uygarlık var olmamıştır. Amerika, 4 ırkın 3’ünü mahvetmiştir.
Önce Kızılderilileri yok etti, bugün müzelik birkaç sayılı kişi kaldı ki, nesillerinin artma imkanı yok.
Siyahları köleleştirdi. Tüm Afrika’yı köle edindi, koca bir ırkın özgüvenini yerle bir etti.
Sarıları sömürdü, Çin’i, Hindistan’ı ve daha nicesini..
Dünya ekonomisinin yarısı Amerika’nın elinde. %25’ini kendi ülkesinde, %25’ini diğer ülkelerde tüketiyor.
Batı medeniyeti sanayi devriminden sonra, teknolojiyi geliştirip, üretim yaparken bir yandan da doğal dengeyi bozdu, buzullar eridi, küresel ısınma, üstüne sos niyetine küresel kriz çıktı.

Tüm dünyayı böylesine sömürmüş, böylesine harcamış, böylesine babasının malı gibi efelene efelene kullanmış batının fünyesi de İsrail’dir. Bu yüzden bu bir avuç, 6 milyonluk İsrail, bu kadar şımarabilmiş, bu kadar gözü dönmüştür.
Şimdi bu kadar arkası büyük bir vahşette, neden dünya sessiz kalıyor daha nettir herhalde.
Hep diyorum, İsrail’i durdurmak mümkün değil, yarın duracak, 2 yıl sonra yine başlayacak, hep olduğu gibi. O yüzden aldanmamalı ey halk, durursa bu zulüm, bitmiş değil, ara verilmiştir.
Tek çözüm inananların birlik olması, İslam dünyasının özbenliğine dönmesidir.

Dün Başbakan, Başbakanlık Acil Durum Genel Müdürlüğü tarafından açılan hesap numaralarını verdi. Kim olduğun fark etmez, bir lirayla da olsa senin de katkın olmalı. Elimden bir şey gelmez, bedduadan başka, demekten öteye geç artık.

Ziraat Bankası Aşağı Ayrancı Şubesi'nde 5555 555 nolu hesap.
Türkiye Halk Bankası Bakanlıklar Şubesi 05 00000 5 numaralı hesap.
Vakıflar Bankası Finans Market Şubesi 205 5555 numaralı hesap.

Bir de, boykot devlet boyutunda olmadıkça belki çözüme götürmeyecek ama bari vicdanını temizlemek için İsrail ürünlerini boykot et, göreceksin ki, yaşam şartların devam arz edebilecek, ölmeyeceksin.
İlla Filistin’e gidip savaşmayacağız herhalde, ama tarafımız belli olsun, fiillerimiz hissimizi yansıtsın, dille beden aynı şeyi söylesin, uyansın akıllarımız.

Son bir nükte, Musa as kıssasından haberdar olanlar ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklar.
Musa as İsrailoğullarını arz-ı mev’uda (vaat edilmiş topraklar) götürürken yolda Amâlika diye çok güçlü bir kavme rastlarlar ve yola devam edebilmek için onlarla savaşmaları gerekmektedir. Ancak kendileri için Kızıldeniz’i yaran, gökten türlü nimet indiren Allah’a nankörlükte ileri gitmiş İsrailoğulları, Musa as’a “Sen ve Rabbin gidin savaşın! Biz burada oturacağız!” (Maide Suresi, 24) demişlerdir.

Şimdi elimizden bir şey gelmez diyenler ve hatta Allah’ım sen onlara yardım et demekten başka bir şey yapmayanlar düşünsünler. Bu tavrın, “Allah’ım sen onları hallet, biz sonra belki gelir, bir şeyler yaparız” demekten ne farkı var?

edit not; mimi de kim isterse alsın, bence bunu okuyan herkes alsın.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Bir avuç Firavun Tabiri cuk diye oturmuş günlerdir saydığım sövdüğüm İsraile en yerli yerinde söz bu olmuş.Bu bütün ümmetin imtihanı verebilip ileri atılanlarla veremeyip yerinde sayanlar belli olacak.Allah yardımcımız olsun.

Kitap ve Demlik dedi ki...

Alnından öpülesi bir yazı olmuş hay ağzına sağlık.

Zeugma dedi ki...

Şahane bir yazı..
Tebrik ederim..

Pervane dedi ki...

teşekkür edecekken bile içim burkuluyor ama, teşekkürler...

Ayse N. dedi ki...

mükemmel bir yazı